Pazar, Aralık 05, 2010

kar ve kriz


Bir+bir'in kasım sayısında, "Dikizleme günlüğü" kitabının yazarı ile yaptıkları röportajı okudum; adam insanların nasıl facebookta, bloglarda kendilerini ve hayatlarını teşhir ettikleri gibi ilk defa duymadığımız şeylerden bahsetmiş. Kendisine katılmadığım nokta şu, online hayat gerçek hayatın bir versiyonu ya da kopyası, simülasyonu falan değil, gerçek hayattan bağımsız, başka bir şey. Yani insanlar internette yazdıklarıyla, seçtikleri resimlerle, videolarla bir şeyleri teşhir ediyorlar ama bu teşhir ettikleri şeyin gerçekte yaşadıklarıyla ya da karakterleriyle uzaktan yakından alakası olmayabilir çoğu zaman. Tıpkı bu blogu okuyan birinin beni bir elimde cips bir elimde viski bardağı ve dört bir yanımda Çinliler'le Noel alışverişi yaparken hayal etmesi, ya da Londra'yı güllük gülistanlık bir yer sanması gibi.
Burada hayatın lunaparklardan ibaret olmadığından, Büyük Britanya'nın ne kadar büyük bir krizle boğuştuğundan bütün dünyanın haberi var. Emeklilik yaşı yükseltilecek, vergiler artacak, her geçen gün yeni bir sosyal fondan kesinti yapılacağı açıklanıyor, zaten işşizlik almış başını yürümüş ama binlerce insan daha işsiz kalacak, üniversite öğrencilerinin harçları 3 katına çıkarılacak vs... İnsanlar Türkiye'dekilerden bile daha karamsar, çünkü bence bir ayağı her zaman çukurda olan ülkelerde, insanlar sürekli şikayet etseler bile aslında duruma alışmış oluyorlar. Burada ise "koskoca Britanya Krallığı"nın içinde bulunduğu içler acısı hale hem alışmaları daha zor, hem de içinde bulundukları panik ve karamsarlık daha derin. Bunlar tabi benim derin sosyolojik araştırmalarım değil, yüzeysel gözlemlerim, ama elimde sağlam kanıtlar var.
Hafta başında metro işçileri, büyük çoğunluğunun işten atılması söz konusu olduğu için 48 saat grev yaptılar ve metro hatlarının neredeyse yüzde 90'ı çalışmadı. Metronun çalışmaması Londra için o kadar büyük çaplı bir felaket ki, bir distopya filmine konu bile olabilir. Filmin açılış sahnesi de şu: istasyonların önündeki parmaklıklara yığılmış binlerce insan, otobüs duraklarında aç, susuz bekleyen ve binebilmek için birbirlerini ezen bir onbinler daha ve geri kalan milyonlar, (bu kısım helikopter kamerasıyla havadan çekilmiş) caddelerde saatlerce ve çaresizce evlerine doğru yavaş yavaş yürüyorlar. Abarttığımı düşünenler yanılıyor, tamam sadece caddelerde yürüyenler kısmını abarttım ama böyle bir sahnenin olmamasının sebebi de, bedava dağıtılan Evening Standard gazetesinde yazdığına göre, o gün grev olduğu için o milyonların evden çalışması, işe gitmemesi. Açıkçası bu çok sevdiğim gazete de en az benim kadar güvenilir bir haber kaynağı; nedense fikir aldıkları vatandaşların isimleri hep Jack Smith, Mary Johnson gibi İngilizce hazırlık kitabından fırlamış gibi isimler. Zaten röportaj yaptıkları Londralılar'ın, isimleri gerçekse bile, en büyük argümanları "Burası ne biçim bir metropol? Hiç New York'da böyle şeyler oluyor mu?" olduğu için pek kayda değer değiller.
Metro grevinin havanın -2 derece olduğu güne denk gelmesi felaketin boyutunu iyice büyüttü. Ertesi gün kar yağmaya başladı ve her yer bembeyaz oldu, kar yüzünden banliyö trenleri çalışmadığı için Londralılar bir kaç gün daha evden çalışmaya devam ettiler. Bu kadar büyük bir kaosa sebep olan karın ortalama 10 cm olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.
Kar taneleri kahverenginin her tonunu taşıyan tuğlalardan yapılmış binalarla birleşince şehir güzelleşti. Evet sanırım bu şehirde biraz beyaz renge ihtiyaç varmış bunu keşfettim. Şehrin karla kaplanması ile keşfettiğim diğer şey de şu oldu: Britanya'nın içinde olduğu derin buhranın sebebi. Yukarıdaki fotoğraf da bu keşfimi belgeliyor ve hatta buradaki hakim zihniyeti. Kar yağdığı için hemen oraya koyulan, ancak oracığa bırakıldıktan sonra üstü karla kaplandığı için okunamayan "Dikkat, yerler kaygandır" tabelası. Eminim ki sadece o tabelanın üstündeki karları silmek ve bu uyarının mütemadiyen okunabilir olmasını sağlamakla görevli bir şahıs da vardır, ama o gün kar ya da metro grevi yüzünden evden çalışıyordur. İşte bu, bence Büyük Britanya'yı içinden çıkılmaz bir kaosa sürükleyen mantık silsilesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder